Her teknolojik gelişmeyle birlikte yeni sorunlar ortaya çıktığı gibi bu yeni sistemlerinde ortaya çıkaracağı sorunlar bulunmaktadır. Tüm sistemlerin hatası kullanıcıyı zor durumda bırakır, ancak her hata çok ciddi ve uzun süreli hasarlara yol açmaz. Fakat bazı sistemlerin hatası ciddi ekonomik kayıplara, fiziksel hasarlara veya insan hayatını tehdit edebilecek sonuçlara neden olabilir. Güvenilirlik ise işte bu aşamada gündeme gelir ve güvenilirlik sorunları tek tek incelenmesi ve değerlendirilmesi gereken sorunlardır.
Teknolojik gelişmeler sonucunda özellikle makineler, proses kontrol ekipmanları, yangın sistemleri, otomatik söndürme sistemleri ya da organizasyonel bir sistem vb. tüm ekipmanlar ve fonksiyonlar için yapılacak risk değerlendirmelerinde güvenilirlik değerlendirmesi yapılması ihtiyacı doğmuştur. Özlellikle de Olay Ağacı Analizi, Güvenilirlik Analizi, Neden Sonuç Analizi, HAZOP vb. risk değerlendirme analizlerinde sistem analizi ve güvenilirlik değerlendirmelerinin büyük önem arz ettiği görülmektedir. İşte bu aşamda critical systems, mission-critical systems, business-critical systems, dependability, reliability, avaliability, safety, security kelimelerinin terminolojik tanımlaması da oldukça önem kazanmaktadır.
Özellikle; makine ve proses sistemleri için dependability, reliability, avaliability ve security kelimelerinin anlamları önem kazanmaktadır, ancak anlam kargaşı halen yaşanmaktadır.
GİRİŞ
İş ortamında “hata”, genelde uygun görülen, tasarlanan ve beklenen davranış standardından sapma olarak tanımlanmaktadır. Hatalı davranışlar sistem güvenliği ve sistem performansını azaltan ya da azaltma potansiyeli olan, istenmeyen veya uygun bulunmayan davranış biçimleridir. Hatalı davranışların hem insan faktörü hem de iş sistemi üzerinde neden olduğu sonuçlar iki açıdan önemlidir: Birincisi can kaybı, yaralanmalar, çalışanlar üzerindeki psikolojik etkiler gibi insan öğesine yönelik istenmeyen sonuçlardır. İkincisi ise üretim kaybı, üretim kesintisi, verimlilik azalması gibi iş sisteminde maliyet boyutu taşıyan durumlardır.
Tüm sistemler, prosesler ve ekipmanlar için ise bir yaşam döngüsü söz konusudur. Yaşam döngüsü içerisinde güvenilirliği ne kadar yüksek bir sistem tasarlamaya çalışırsanız bu seferde karşınıza maliyet kavramı gelmektedir. %100 güvenilirlik sağlanmış bir sistemin maliyetinin çok yüksek olacağı aşikardır, işte bu aşamada gündeme yaşam döngüsü maliyeti (life-cycle cost concept of management) boyutlarından birkaçı olan dependability, reliability, avaliability ve security fonksiyonlarının analitik olarak tanımlanması gelmektedir.
Bir başka deyişle günümüzde bu değerler niteliksel değil sayısal olarak ifade edilmekte, sistemlerin, makinelerin ve ekipmanların değerlendirmeleri de bu sayısal değerlere bakılarak yapılmaktadır. Ekonomik sistemlerin kurulması, maliyetleri minimize eden optimum işletme koşullarının (doğru yapılmış tasarım değerlerinde) sağlanması veya işletme sürecinde yaratılması, etkin ve sürekli hizmet verebilmek için bu değerlerin bilinmesi gerekmektedir. Modern işletme ve bakım mühendisliği sistemlerinin önemli unsurlarından biri olmakla birlikte, söz konusu uygulamaların yapılabilmesi için gerekli olan, sistem ve ekipmanların durumlarının gözlenmesini gerektirmektedir. Gözlem (monitoring), hem ilgili sistem şartlarının (sıcaklık, debi, basınç vs) ve ekipmanlarının şartlarının (titreşim, yük, ses vs) gözlenmesini ve kayıt edilmesini (test raporları) hem de değerlendirilmesi süreçlerini içermektedir. Bu süreçlerin sonunda, işletme ve bakım planları gerçekleştirilebilmektedir. Aynı zamanda yine aynı sistemlerin veya makine ekipmanlarının risk değerlendirmelerini veya makine emniyeti ile ilgili mevzuat hükümleri ile standartlarına uygunluğunun sağlanabilmesi için de yine aynı değerlerin sayısal olarak ifade edilmesine ihtiyaç bulunmaktadır.
Sistem Kavramı
Uluslararası Sistem Mühendisliği Konseyi INCOSE (International Council on Systems Engineering), sistemi ortak bir hedefe doğru çalışan birbirleri ile ilişkili parçalar bütünü olarak tanımlamıştır.Sistemin özelliklerini ise aşağıdaki gibi vermiştir;
Karmaşık bir bütün oluşturan, birbirlerini etkileyen, birbirine bağlı ve/veya birbirleriyle ilişkili parçalar (öğeler) grubu.
Parçaların her biri aynı süreç, işlem ve/veya yapı ile ilişkilidir.
Parçalar birbirlerinden farklı biçim ve/veya işleve sahiptir.
Parçaların kendilerine özgü nitelikleri(özellik ve işlevi) vardır.
Sistem sınırlandırılabilir/sınırı çizilebilir bir yapıdadır.
Parçalar birbirlerini ilişkiler ile etkiler.
Parçalar da birer sistem olabilir.(3)
Sistem bilimci olan Ian Sommerville, 2004 sistemleri açıklarken aşağıdaki gibi bir ayrım vermiştir;
Safety-critical systems - Emniyet -kritik sistemleri; hatası yaralanma, ölüm veya büyük çevresel hasarlara yol açabilen sistemler olarak tanımlamıştır. Örneğin; proseslerdeki işletimi yürütmeyi sağlayan PLC,DSC veya tren rotaları ve saatlerini düzenleyen sistemler vb..
Mission-critical systems - Amacı kritik olan sistemler; hatası sistemin amacını gerçekleştirememesine neden olan sistemler. Örneğin uzaya fırlatılan bir aracın rotasını belirleyen sistemler gibi.
Business-critical systems - İşi(kullanıcısı) kritik olan sistemler; hatası kullanan şirketin hata yapmasına yol açan sistemler. Örneğin bir bankanın müşteri hesap sistemi.
MIL-HDBK-189 Military Handbook’da ise sistemler çökme bazlı ele alınarak tanımlama yapılmıştır;
Safety-critical systems - Güvenliği-Kritik Sistemler; çökmesi hayat kaybına, sakatlığa veya çevrenin zara görmesine neden sistemlerdir.
Mission-critical systems Görevi-Kritik Sistemler; sistemin çökmesi belirlenmiş hedeflerin başarısızlığa uğramasına neden olur.
Business-critical systems -İşi-Kritik Sistemler; sistem çökmesi büyük ekonomik kayba neden olur.
Sistem tanımlarının genellikle aynı yaklaşımda verildiği görülmektedir. İki ayrı kaynaktaki en önemli fark; bir bakış açısının kritik hata bazlı bakarken, diğer bakış açısının sistemin çökmesi üzerine bakmasıdır. Ancak her iki tanımda da sonuç değişmemekte ve sistemin hata yapması veya çökmesi aynı sonucu doğurmaktadır.
Güvenilirlik, Dayanıklılık, Kullanılabilirlik, Emniyet, Güvenlik
Literatürde güvenilirlik analizi konusunda yapılmış birçok çalışma mevcuttur. Bunlardan, bir kısmı güvenilirlik analiz yöntemlerinin geliştirilmesine yönelik çalışmalar olup, diğerleri ise farklı sistemlerin güvenilirliklerinin belirlenmesine yönelik çalışmalardır. Yine literatür taraması yapıldığında güvenilirlik analizinde geçen terimlerin tanımlarında da bazı farklılıklar olmasına rağmen birbirine yakın ifadeler içerdikleri görülmektedir.
Bu terimlerden bazılarını inceleyecek olursak;
Dependability ve reliability kelimeleri İngilizce’de eş anlamlıdır ve Türkçe karşılıkları güvenilirlik olarak verilmektedir, bu nedenle de bu iki ingilizce kelimenin anlamı büyük kafa karışıklıklarına neden olabilmektedir. Özellikle de yeni sistemlerin veya makinelerin güvenilirlik hesaplamaları yapılırken eskiden reliability hesaplanmasının önemi vurgulanırken artık dependability’nin bilinmesinin daha önemli olduğu otoritelerce kabul edilmektedir.
Bu nedenle de özellikle bu iki kelimenin arasındaki farkı iyi ayırd etmek gerekmektedir.
ASHRAE Aplications Handbook’ta verilen tanımlara göz ettığımızda; Dependability için bir sistemin durumunun ölçüsü olarak tanım yapıldığı görülmektedir. Sistemin, hizmet ömrünün başlangıcında çalışır durumda olduğunu kabul ederek, dependability hizmet ömrünün içindeki herhangi bir anda çalışabilir durumda olma olasılığıdır. Tüm bu tanımlar ışığında Dependability’i, Türkçe’de teknik terim olarak "dayanaklılık" olarak karşılık vermek daha doğru olucaktır.
ASHRAE Aplications Handbook’ta Reliability; tanımlanmış bir zaman periyodunun öngörülen bir dilimi içerisinde sistemin çalışacağının göstergesi olarak verilmiştir. Yine Reliability için makine emniyeti ile ilgili EN standartlarına bakıldığında EN ISO 12100’de, bir makine veya elemanın veya donanımın belirli şartlar altında ve verilen bir zaman süresi içerisinde arızalanmaksızın istenen bir fonksiyonu yerine getirebilme kabiliyeti şeklinde tanımlandığını görürüz. ISO/IEC 27001-27002’de ise sistemin herhangi bir zaman dilimi içinde gerekli hizmetleri doğru bir biçimde verebilmesi olasılığı olarak verilmiştir. Söz konusu bu tanımlar ışığında Reliability’nin Türkçe’de teknik terim olarak "güvenilirlik" olarak karşılık bulduğunu söylemek doğru olacaktır..
Yine özellikle sistem, proses, makine ve ekipmanların güvenilirlik çalışmalarında sıklıkla duyduğumuz avaliability, safety ve security kelimelerinide inceleyecek olursak;
EN ISO 12100 ‘de avaliability için, amaçlanan kullanma şartları altında fonksiyonunu yerine getirebilmeye muktedir tutulabilme veya belirli uygulamalara göre ve belirli vasıtalar kullanarak yürütülen gerekli işlemlerle yeniden eski durumuna getirilebilme kabiliyeti şeklinde tanım verilmişken, EN ISO 12100’de; bir makinenin diğerleri ile birlikte fonksiyonunun/ fonksiyonlarının kolayca anlaşılabilir olmasını sağlayan özellikleri veya karakteristiği sayesinde kolayca kullanılabilme özelliği olarak verildiği görülür. Yine sistem güvenilirliği ile ilgili bir standart olan ISO/IEC 27001-27002’de avaliability için, herhangi bir zamanda sistemin çalışır durumda olması ve istenilen hizmetleri verebilmesi olasılığı şeklinde tanım yapılmaktadır. Standartlardaki tanımlamalar incelendiğinde avaliability için Türkçe’de teknik terim olarak "kullanılabilirlik" şeklinde karşılık vermek yerinde olucaktır.
Yine aynı Dependability ve reliability kelimeleri gibi safety ve security kelimeleri de İngilizce’de eş anlamlıdır ve Türkçe karşılıkları güvenlik olarak verilmektedir. Ancak yine standartlar araştırıldığında bu iki kelimenin anlamlarının birbirinden tamamen farklı anlamlar içerdiği görülür. EN ISO 12100, EN ISO 13849, EN ISO 13850 standartlarında safety için makine dahilinde veya çevresinde bulunan herhangi bir alan çerçevesinde bulunanlara zarar verebilme ölçüsü şeklinde tanımlama yapıldığı, ISO/IEC 27001-27002 standartında ise sistemin insanlara veya çevresine zarar verme ölçüsü olarak verildiği görülmektedir. Bu tanımlamalar çerçevesinde safety için Türkçe teknik terim olarak hatasızlık anlamında "emniyet" olarak karşılık vermek daha doğru olacaktır.
EN ISO 12100- EN ISO 13849 –EN ISO 13850 standartlarında security için makine dahilinde veya çevresinde bulunan fonksiyonların kasti ya da kazara yapılan etkilere dayanabilme ölçüsü olarak verilmişken, ISO/IEC 27001-27002 standartında otomasyon sisteminin kötü niyetli müdahalelere karşı kendini koruyabilme kabiliyeti şeklinde tanımlanma yapılmıştır. Bu tanımlar çerçeveside security için Türkçe teknik terim olarak "güvenlik" kelimesini kullanmak yerinde olucaktır.